ANADOLU MEDENİYETLERİ MÜZESİ

 

Son zamanlarda oğlumdan en çok duyduğum soru şu: “ Bugün nereyi gezelim anne?”.

Biraz şaşırarak “Sana ne oldu çocuğum, eskiden hep evde oturmak isterdin!” diye soruyorum.

Sıkıldığını farklı bir şeyler yapmak istediğini söylüyor cevap olarak.

Yaz mevsiminde de değiliz ki şöyle açık alanları, bağları, bahçeleri değerlendirelim. Daha baharın ilk günleri ve havalar da haliyle soğuk. Mart ayındayız ve Ankara da serin bir hava var.

Böyle olunca beni bir düşünce alıyor, nereye gitsek nereyi gezsek bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var ki üşümemek için kapalı ama geniş bir mekan olmalı, fazla kalabalık olmamalı, gittiğimize değmeli.

Sonuç olarak kesinlikle AVM olmasın burası peki ama neresi olsun diye düşünürken birden Vikingler çizgi filmindeki Viki gibi aklıma geliyor, tamam şimdi buldum diye minik bir sevinç çığlığı atıyorum.

Müzeler! Tabii ya neden ben bunu daha önce düşünmedim ki. Ailecek müze ziyaretleri yapacağız.

Hemen Google’ a bakıyorum yaşadığımız şehirdeki müzelerin listesini alıyorum ve sayının çokluğu beni şaşırtıyor. Çok eskiden gittiklerim var ama bazılarının sadece yanından geçmişim, içine bile girmemişim. Hafif utanıyor ve kendime de kızıyorum biraz.

Neyse listedeki en büyük, en köklü, en tarihi müzeyi seçiyorum evvela.

Anadolu Medeniyetleri Müzesini.100 yıllık bir tarih ve arkeoloji müzesi burası. Anadolu’da çok eski çağlardan itibaren yaşayan uygarlıklardan kalıntılar, eserler var içerisinde.

Hititler, Urartular, Lidyalılar, Frigler ve birçok farklı çağlarla ilgili eserler var burada.

Bu bilgiler beni daha da heyecanlandırıyor. Oğlum için yararlı olacağını düşündüğüm bir şeyler yapmak iyi hissetmeme neden oluyor.

Hemen yola çıkıyoruz ve öncelikle bir müze kartımız olursa daha iyi olur diye düşünüyoruz. Müzenin girişinde 1 yıllık müze kartı için işlemler hemen yapılıyor.

Eşim ve ben kendimize 60 liralık bir ücret karşılığında Türkiye’deki tüm müzeler için geçerli kartımızı çıkartıyoruz çok kısa bir sürede.

Oğlumun ise tüm müzelere ücretsiz giriş hakkı olduğunu öğreniyoruz.18 yaşına kadar tüm çocukların müzelere ücretsiz girebildiğini biliyor muydunuz?

İçeri girdiğimizde bambaşka bir dünyanın kapıları açılıyor bize. Çok keyifle geziyor, araştırıyor ve öğreniyoruz. Geçmişle aramızda bir köprü olduğunu hissediyorum o an. Bol bol fotoğraf çekiyoruz, eserleri inceliyoruz

İçerisi çok kalabalık değil ama küçük büyük birçok çocuk var. O gün orada her yaştan çocuğun ailesiyle geldiğini görüyorum ve bu ayrıca hoşuma gidiyor. Ailelerin kesinlikle çocukları ile sıklıkla yapması gereken bir aktivite olduğuna karar veriyorum.

 Herkese tavsiye ederim .

NOT: Bu yazım @annebebek dergisi Mart ayı sayısında yayınlandı.