Evimizin çok yakınında bir kafe var oraya geldim şimdi.

En ucuzundan bir filtre kahve söyledim kendime.

Bilgisayarımı açtım ve blog yorumlarımı cevapladım.

Bloglara uğradım yorumlar yazdım.

Şimdi de bu yazıyı yazıyorum kısa öz ama ben de buralardayım dercesine.

Kafe de biraz daha oturacağım. 

Karşı masadaki genç adam bir iş görüşmesi yaptı görüntülü konuştu. Epey heyecanlıydı.

Çalışma ekonomisi mezunuydu konuşmasından öyle anladım. O kadar bağırarak konuşuyordu ki oturan herkes bu görüşmeyi tüm detayları ile dinledik. Bir mağazada çalışacak gibi görünüyordu. Umarım bu işi alır çünkü malum ekonomi herkesi etkiliyor.

Bir başka masada anneler toplantısı gibi bir şey vardı. Sanırım çocukları okuldan almadan önce burada toplanmışlardı. Benimkinin matematiği iyi, bizimkinin saçını arkadaşı çekmiş, öğretmen çok ödev veriyor gibi çeşitli serzenişler içinde konuşuyorlardı. Bazısı da her fırsatta çocuğunu övüyordu:) Bu övme hali bazı anneler için bir yaşam şekli diyebilirim ne yazık ki.

Bir çift geldi sonra. Kız erkeği terk ediyor ya da ilişkiye ince bir ayar veriyor gibiydi ama tam anlayamadım, duygusal bir şekilde kavga ediyorlardı. Bence birazdan barışırlar bana öyle geldi.

Aslında herkes ne kadar yüksek sesle konuşuyor burada onu fark ettim. Kafamı dinlemek ya da yazıma odaklanmak pek kolay olmuyor ama olsun.

Bense yine kendi sorunlarımı bir anlığına unutarak kahvemi yudumluyor ve etrafıma gülümsüyorum tüm iyi niyetimle.

Tıpkı Turgut Uyar'ın bir şiirinde dediği sekilde;

"Hepinize iyi niyetle gülümsüyorum Benim dengemi bozmayınız..."





19 Yorumlar

  1. İnsanlar toplu mekanlarda sessizce konuşmayı, başkalarını rahatsız etmemeyi bilmiyor malesef. Sanki tek kendileri var orada. Gürültü en sinir olduğum şeylerden biri. Kahve için afiyet olsun. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet canım sadece kendileri varmış gibi rahat rahat konuşuyorlar neler neler anlatıyorlar...Teşekkür ederim :)

      Sil
  2. Bu serinin de devamı gelecek gibi sanki. Kafede iş görüşmesi yapan arkadaş da bence yanlış bir seçim yapmış sanki...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu serinin devamı genel istek üzerine gelebilir evet :) Biraz metro serisi biraz kafe serisi :) Sanki evet acaba işe alındı mı?

      Sil
  3. Kafede sanki seninleydim Sevilciğim. . İyi niyetli gülümsemeni aldım başıma koydum :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canımm keşke karşılıklı kahve içebilsek seninle...Ben de senin iyi niyetli gülümsemeni kucaklıyorum :)

      Sil
  4. Ben hiç calışamam başkalarını dinlemekten 🤭

    YanıtlaSil
  5. Sizde benim gibisiniz bende toplum içine karıştığımda insanları izlerim ve tahlil ederim. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah evet ne olacak bu gözlemci ve analiz eden halim bilmem :) Demek aynıyız:)

      Sil
  6. Son cümlede kaldım sanırım, kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  7. Şehir hayatı gerçekten de değişmeye ve giderek de gürültülü bir hal almaya başladı.. Çünkü çok göç alıyor ve her milletten her kültürden görmek mümkün artık.. Bakalım insanlar birbirlerine edep ölçülerinde uyumlu bir şekilde kaynaşabilecekler mi? Hüsnüzan üzre böyle dua ediyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba haklısınız yoğun göç farklı kültür geçişleri büyük şehirlerde yaşamın her alanına yansıyor değil mi? Ben de uyumlu olmalarını dilerim:)

      Sil
  8. Ben de bazen etrafı dinlemek durumunda kalırım ve bu hali de severim. Bence bu durum sonrasında kendimizi dinlememizde de yararlı olabiliyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Etrafı dinlemenin tatlı bir hali var zaman zaman ama dediğin gibi en önemlisi kendi sesimizi duyabilmek :)

      Sil
  9. öykülerimi aynen böyle yazıyorum :)

    YanıtlaSil
  10. Sen de benim gibisin canım:) Evet sesin fazlası dikkat dağıtıyor tabii... Bu seriyi devam ettirebilirim aslında çünkü kafede oturmayı seviyorum yazmayı da:) Ne güzeldi değil mi oralar belki yine yaparız canım hayat bu belli olmaz :)

    YanıtlaSil